(Kültürel sürekliliğin sessiz taşıyıcıları ve Perveran’ın koruma yaklaşımı)
Her toplum, kendini kelimelerle olduğu kadar elleriyle de anlatır. Anadolu, bu anlatımın en kadim coğrafyalarından biri. Fakat bazı sesler artık daha az duyulur: tığ gibi desen işleyen kadınlar, bakır döven ustalar, ipek dokuyan tezgâhlar… Zanaat kaybolduğunda sadece bir meslek değil; bir hafıza, bir yaşam biçimi ve bir dünya algısı da yok olur.
Bu yazıda, kaybolmaya yüz tutmuş zanaatların değerini, bu kültürel mirasın neden yaşatılması gerektiğini ve Perveran’ın bu mirasa nasıl sahip çıktığını anlatıyoruz.
Yitik zanaat, artık nesilden nesile aktarılmayan, eğitim zinciri kopmuş, çağın hızına yenik düşmüş üretim biçimleridir. Bunlar sadece “eski yöntemler” değil; bir dönemin düşünme, yaşama ve üretme tarzıdır.
Örnekler:
Zanaat kaybolduğunda, yalnızca ürün değil, o ürünle var olan zaman duygusu da silinir.
Ancak bu zanaatlerin kaybı, sadece nostaljik bir mesele değildir. Kaybolan her teknik, kültürel çeşitliliğin azalması, yerel üretimin çökmesi ve sürdürülebilirliğin daralması anlamına gelir.
Perveran, yitik sayılan teknikleri yeniden yaşatmanın bir yolunu arıyor — nostaljiyle değil, tasarımla.
Perveran’ın koleksiyonlarında, “yeniden” kavramı gerçek bir dönüş değil, hatırlamanın ve onurlandırmanın bir biçimidir.
Zanaat, geçmişi bugüne taşımak için değil, geleceği derinleştirmek için önemlidir.
Perveran, bu yitik mirasın peşinden giderken, her üründe hem bir zaman izi, hem de bir yaşam savı taşır.