(Dikişle işlenen gelenek, ustalık ve Perveran’ın ilhamı)
Yorgan, yalnızca bir örtü değil; nesiller boyunca saklanan bir hatıra, bir annenin duası, bir ustanın sabrıdır. Anadolu’da yorgancılık, hem işlevsel hem duygusal, hem gündelik hem kutsal bir zanaat olarak yaşadı. Fakat bugün, sesi giderek kısılan bir zanaat hâline geldi.
Bu yazıda, yorgancılığın Anadolu’daki tarihsel ve kültürel önemini, kullanılan teknikleri ve Perveran’ın bu zarif geleneğe nasıl kulak verdiğini birlikte inceliyoruz.
Bir yorgan, içi pamukla ya da yünle doldurulan, yüzü ipek, saten ya da pazen kumaşla kaplanan ve üstüne desen desen el dikişi yapılan bir örtüdür. Ama aynı zamanda:
Ustalar, elde işledikleri motiflerle yalnızca ısı değil; duyguyu, geçmişi ve sadeliği aktarırlar.
Yorgancılık ustalığında en önemli detay, el dikişiyle desen oluşturma becerisidir. Her yorgan farklıdır, çünkü:
Bazı ustalar, motifleri ezberden çizer; iğneyle değil, bellekle dikilir yorgan.
Oysa bu kayıp, sadece bir meslek değil; Anadolu’nun dokuma hafızasıdır.
Perveran için yorgan yalnızca bir yatak örtüsü değil;
Bazı Perveran ürünleri, yorgan yüzeyinden ilhamla hazırlanır:
Perveran bu geleneği yaşatmakla kalmaz, çağdaş objelere taşır — saygıyla.
Yorgancılık, zamana karşı sabrın, malzemeye karşı özenin, hayata karşı inceliğin ifadesidir. Her dikiş, aynı zamanda bir duadır. Perveran bu duaları bugüne taşır, estetikle korur.