Bir sofra sadece yemekle değil, dokunuşla kurulur. Ve her dokunuş bir zanaatkârın nefesini taşır.
Her sofra bir hikâye anlatır. Kimi zaman bir buluşmanın neşesini, kimi zaman bir sessizliğin dinginliğini... Perveran’ın sofra ürünleri bu hikâyelerin içine zanaatla yazılır. Çünkü biz inanıyoruz: Bir sofrayı özel kılan, kullanılan nesnelerin taşıdığı ruhtur.
Anadolu’da zanaat, yaşamın her alanına dokunur. Sofra ise bu dokunuşun en görünür olduğu yerlerden biridir:
Perveran’ın sofra koleksiyonları, usta eliyle dokunmuş zamansız parçaları bir araya getirir.
Yani bir peçete sadece peçete değil, bir kadının sabrı, bir tabak sadece tabak değil, bir ustanın form anlayışıdır.
Perveran’ın kadın kooperatifleriyle yürüttüğü üretim süreci, sofraya sadece tasarımı değil; kadın emeğini, kolektif dayanışmayı ve yerel bilgeliği taşır.
Zanaatkârın sofrası gösterişli değil; derindir. Sadelik, seçicilik ve özen bu sofranın temelidir. Bu yüzden Perveran sofraları:
Her ürün; o sofrada geçen bir anı, bir bakışı, bir kahkahayı saklar gibi...
Zanaatkârın eliyle hazırlanmış bir obje, sofrayı sıradanlıktan çıkarır. Perveran olarak biz, sofralarınızda sadece işlev değil; duygu, hafıza ve estetik taşıyan parçalar bulunsun isteriz.
Çünkü inanıyoruz: En unutulmaz sofralar, anlamla kurulanlardır.