Deri, insanlık tarihinin en eski ama hâlâ en yaşayan malzemelerinden biri. Zamana direnir, iz tutar, yaşlanır ama eskimez. İşte bu malzemeyle düşünen, tasarlayan ve üreten bir isim: Simay Bülbül.
Türkiye’nin önde gelen moda tasarımcılarından biri olan Simay Bülbül, deriyi sadece bir malzeme değil, bir anlatı aracı olarak kullanıyor. Onun tasarımlarında deri; kumaşla, örgüyle, bazen de boşlukla konuşur. El işçiliği, sadelik ve zarafet, bu konuşmanın dilidir.
Simay Bülbül’ün tasarım yolculuğu, moda dünyasının klasik kalıplarının ötesine geçiyor. O, deriyi sadece bir dış kaplama değil; bir duygu taşıyıcısı olarak görüyor.
Uluslararası başarıları da bu yaklaşımı destekliyor. Özellikle New York Fashion Week FW 2020 koleksiyonu, Simay Bülbül’ün “bohemian elegance” anlayışının dünya vitrinine yansımasıydı.
Deri, fabrika üretimiyle kolayca çoğaltılamayan, el emeğine ve ustalığa ihtiyaç duyan bir malzeme. Simay Bülbül bu zorluğu bir sınır değil, yaratıcı bir alan olarak kullanıyor.
Tasarım anlayışında:
Bu, modada yavaş ve sürdürülebilir üretimin en güçlü ifadelerinden biridir.
Simay Bülbül’ün tasarım felsefesi, Perveran’ın el emeği, doğallık ve zanaatkâr iş birliği temelleriyle doğal bir uyum içinde.
Simay Bülbül’ün deriye yaklaşımı, onu sadece moda için değil; hikâye anlatımı, beden hafızası ve kültürel miras için de kullanmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Deri yaşar, esner, değişir. Tıpkı insan gibi. Ve bu yüzden, onunla yapılan her tasarım da yaşayan bir forma dönüşür.