Her işleme bir iz bırakır. Her iz bir kadının sesi olur.
Simay Bülbül’ün moda anlayışı, sadece giyilebilir formlar üretmek değil; kadın bedeniyle, kültürle ve doğayla ilişki kuran tasarımlar yaratmaktır. Deri işlemeleri, bu ilişkinin en özel ve sessiz ifadelerinden biridir. Simay Bülbül’ün koleksiyonlarında yer alan deri üzerine el işçiliğiyle yapılan motifler, hem zamansız hem güçlü bir estetik anlatıya dönüşür.
Bu yazıda, bu özel tasarımların ardındaki teknikleri, estetik dili ve Perveran ile kurduğu bağı inceliyoruz.
Deri, sert yapısıyla her tür işçiliğe uygun bir yüzey değildir. Ancak usta ellerde, sabırla işlendiğinde:
Simay Bülbül’ün bu zorlu malzeme üzerindeki çalışmaları, tasarımcının hem ustalığını hem de hikâye anlatıcılığını ortaya koyar.
Simay Bülbül için bu işlemeler, kadın bedenine "fazladan bir süs" değil, sessiz ama güçlü bir ifade biçimidir.
Her tasarım, fonksiyonla estetiği, sadelikle anlatıyı dengeler.
Perveran’ın üretim yaklaşımıyla Simay Bülbül’ün deri işlemeleri aynı noktada buluşur:
Her Simay Bülbül tasarımı, bir zanaatkâr sabrının ve kadın gücünün sessiz bir kutlaması gibidir.
Simay Bülbül’ün deri işlemeli tasarımları, geleneksel teknikleri modern bir vizyonla yeniden işler. Her dikiş bir kelime, her motif bir cümle, her obje ise bir kadının bedeninde can bulan bir hikâyedir. Perveran ile birleştiğinde, bu hikâyeler sadece görünmez değil; yaşanır hâle gelir.